“Hsn Erck32m
YORUMU:
“Yazının başlangıcı aslında bittiği nokta da olmuş dikkat ederseniz. çünkü ortada ne bahsi geçen sosyolog var ne de resim. dolayısıyla yazar ne anlatırsa anlatsın çok havada kalıyor bu metin. Malevich in suprematizm dediği döneminde yaptığı beyaz üzerine beyaz, beyaz üzerine siyah, gibi resimler ve resimlerine verdiği “sıfır noktası” gibi isimleri hatırlarsak, sanatta çok uç ifade biçimlerinin kullanıldığını görürüz. Duchamp ın pisuvarla gerçekleştirdiği eylemini nereye koyuyorsunuz acaba? kavramsal sanat demek yanlızca bir metni değil aynı zamanda görsel kavramları da kapsar. görsel sanatlar dediğiniz mesele görsel kavramları kapsamaz mı? Sol Lewitt in yaptığı minimalist eserler aynı zamanda kavramsal sanat içinde değerlendirilir. Wasarelly i örnek gösterenler acaba Sol Lewitt i nereye koyuyor. Resim sanatı öldü derken belki de yeni kavramlar üretemediği ancak kendini tekrar ettiği için öldüğü kastediliyor olamaz mı? bir eserin satılıyor olması onun ekonomik değerni bile belirlemez, değil sanat değerini belirlemek; çünkü bir eseri aldığınız fiyatlara satacağınızın bir garantisi yoktur. Hele hele tartışmanın yapıldığı ülkemizde bir sanat eserinin fiyatı çok spekülatif bir meseledir.
Ülkemizde sanat tartışılırken herkes bulunduğu cepheden veryansın ediyor. ilginçtir ki bu tür tartışmaların arkasında sanatsal kaygılardan ziyade ticari kaygılar yatıyor.Güncel sanat denilen ve çok radikal çıkışların yapıldığı alan, dikkatli bakıldığında reddeden değil daha çok kapsayıcı bir niteliktedir. Boya resimden, heykele, performanstan yerleştirmelere, videodan, fotoğrafa çok geniş bir alanda gerçekleşiyor. Dolayısıyla günümüzde kutuplaşmalardan çok bir aradalık sözkonusuyken, hala geçmişe ait kutuplaşmalarla tartışmak çok anlamsız kalıyor.”
Tekin Akkoç
Metnin havada kalması diye bir şey yok. Bu metin dikkat ederseniz ülkemizdeki izleyicilere yönelik yayınlandı ve isimlerin üzerinde değil de, konunun üzerinde durarak tartışma ortamı yaratmayı daha uygun buldum. Sosyologun üzerinde konuştuğu resim de önemli değil çünkü tuval üzerine yapılmış karışık teknik resimler için yorumunu yapmış. Önemli olan, görselliği azalt hatta yok et o zaman sanatında bir yerlere varabilirsin tavsiyesi yapmış olması ki ülkemde bu tür yorumlar yapanların sayıları az da olsa, köşe taşlarında bulundukları için rahatsız edici olabiliyorlar. www.Turkishartmarket.com un ticari bir kaygısı yoktur. Tamamen sanat ve kültür amaçlı bilgilendirme üzerine, sanat gönüllülerinin yaratmış olduğu bir sitedir ve doğruların ışığında gitmek konusunda da kararlıdır.
sayın ‘Hsn Erck32m’,
anlaşılan bir yanlış anlama sonucunda Malevich, Sol Lewitt, Duchamp örneklerini veriyor. Biz kavramsal sanat karşı değiliz ki. Kavramsal sanat diyerek ülkemdeki gençleri kopyacılığa, taklitçiliğe zorlayan ticari sanat sisteminin karşısındayız. Çünkü böyle bir politika ile, ülkemiz çağdaş sanatlarda bir önem kazanamaz. Ancak özgün, kendi kültürümüzden veya coğrafyamızdan çağdaş sentezler ortaya koyarak görsel sanatlardaki gücümüzü kanıtlayabilir ve önemli sanat çalışmalarına imza atabiliriz. Dünyanın öbür ucundaki bir sanatçıyla aynı şeyleri düşünmüş olabilir safsatası da bir yutturmacadır ve sanatçıyı bir yere vardırmaz. Ancak bir konuyu hangi sanatçı daha önce gündeme getirmişse, o konu o sanatçınındır. Diğerleri, esinlenmiş olanlar veya taklit edenlerdir.
Ülkemde sanattaki ayırımcılığı, alınmasınlar, güncel sanat, kavramsal sanat, gençler, 40 yaş altı üstü diyenler hortlattılar. Güncel sanatçı diyerek alkışladıkları bir çok gençleri, daha önce yapılmış çalışmaların benzerlerini yapmaya yönlendirdiler.
Daha önceleri Internet olmadığı için bir takım ustaları tamamen özgün sanan sanat destekçileri, daha sonra gerçekler ortaya çıkınca, sanata yatırım yapmaktan ya vaz geçtiler ya da bir müddet uzak durdular. Ta ki gençler furyası başlayana dek. Gençlerin pompalanması ile sanat piyasası tekrar canlandı, İngiliz müzayede firmasının devreye girmesiyle de ülkemde, sanatın maniplasyonu da hortlatıldı. Medyada manşetler atıldı Türk çağdaş sanatı görücüye çıktı diye. Oysa görücüye çıkarılanlar bir takım sanat borsacılarının bugün al yarın kazan amaçları açısından kullanılmaya başlandılar. Bir müddet sonra sonuç yine hüsran oldu. İngiliz müzayede firmasının önemli bir kimliğinin, gizemli intiharı sonucunda, müzayede firmasının tavrı da farklılaşmaya başladı ve artık İngiltere’de ki Türk çağdaş sanat müzayedesinin eski şaşaası yok. Çünkü dünya piyasasına çıkması gereken sanatçılar o müzayedeye götürülenler arasında yer alamıyor. Çünkü müzayededen eser satın alanların hemen hepsi Türkler. Ancak, ülkemizden dünya sanat piyasasına sunulabilecek sanatçı var mı, henüz onu da bilemiyoruz. Çünkü bu konuda bir araştırmaya gidilmemiş ve sadece belli çevreler ile ilişkileri olan sanatçılar bazı şeylerden faydalandırılıyor, diğerlerinin kapısı bile çalınmıyor…
Yorum yapan ‘Hsn Erck32’, “Resim sanatı öldü derken belki de yeni kavramlar üretemediği ancak kendini tekrar ettiği için öldüğü kastediliyor olamaz mı?”
Diyor da. Biz de diyoruz ki resim sanatı nasıl öldü ki hala galeriler, müzayedeler satılan resimler ile devamlılıklarını sürdürüyorlar… Durum böyleyken, kavramsal sosyolog ve küratörlerimiz ve hala çağdaş sanatı anlamadıkları, çözmemiş oldukları halde gençleri taklitçiliğe sürükleyen bazı sözde sanat adamlarımız, Türkiye’nin kendine özgü çağdaş sanatçılarının yetişmesi için, çaba göstermeliler. Bir sanat taraması yaparak, büyük, küçük demeden. Ünlü ünsüz bakmadan kim ne yapıyor anlamaya çalışmalıdırlar. Nasıl ki bugün her şey sanat, herkes sanatçı mantığı ileri sürülüyor, bir bakarsınız ummadığınız bir sanatçı adayı çok sürpriz işlere imza atıyordur…
Picasso herhalde babası zengin olduğu için sanat tarihinin göbeğine oturmadı. Onu da verdiği çabalar sonucunda birileri keşfetti ve Picasso oldu. Nasıl ki, Francis Bacon’u bir Alman galerici keşfederek dünya sanat tarihine kazandırdıysa, sizlerde ülkemdeki Bacon’ları, Picasso’ları keşfedebilirsiniz. Bunun için içinizdeki şeytanları kovmanız ve en azından kendinizle barışık olmanız gerekiyor. Şunu unutmayın ki geçmişte sergilerden refüze edilmiş olan bir çok sanatçı, dünya sanat tarihinde yer aldı ve bugün, onları zamanında red edenlerin adları hatırlanmadığı halde, sanatçıların 100’üncü yaş günü bile kutlanıyor…
Güncel sanat tanımlamasını Sayın Vasıf Kortun ülkemize kazandırdı diye biliyorum. Aslında çok da yerinde bir tanım ve Güncel sanata karşı değiliz ki. Zaten güncel sanat tanımlamasını sıkça kullanıyoruz da.
Bugün hala tuval üzerine resim yapanlarla galerilerin ayakta kalması da konunun bir başka boyutu olarak göze çarpıyor. Tuval üzerindeki çalışmaları nasıl güncel kılacak sanatçımız? Güzel sanatlar fakültelerinde bunun dersi verilmiyor ki. Sadece dünyada yapılan örnekleri göz önüne getiren sanatçım, benzerlerini yaparak bir yere varacağını sanıyor. Oysa çağdaş sanatın ne olduğunu, nasıl olması gerektiğini ve yeni mezun sanatçının yolunu nasıl bulabileceğini anlatabilse ve bunun anahtarını sanatçı adayına verebilseler, o zaman daha çarpıcı çalışmalar ortaya çıkabilecektir.
Sayın ‘Hsn Erck32m’ya bu tartışmaya katkıda bulunduğu için teşekkür ediyoruz. Dedikleri gibi bir ara yol bulmak gerek ve gereksiz kutuplaşmalardan da sanat çevresi olarak uzaklaşmalıyız. Görsel sanatları bir meta olarak değil de, sanatsal açıdan gözlemlememiz, sanat yatırımcısını da, bugün al yarın kazan fikrinden var geçirerek, ülkemizin sanat imajının yükseltilmesi açısından, sanatı destekleyen sanat severler olmaya alıştırmalıyız.